Arama
9 Şubat 2011 Çarşamba
2 Yıl Olsa Da "Aşk Hiç Biter mi?
Geldiği günden bu yana çoğu zaman eleştiriye de maruz kaldı. Ama, o futboluyla sahada neler yapabileceğini gösterdi. 2004 yılında geldiğin de takımı 10 kişi bırakıyor ve sahada yürüyor/mücadele etmiyor denildi. Hatta üzerine gönderilmesi bile gündeme gelmişti. O, bu takım için bir "komutan" oldu. Askerleriyle birlikte Fenerbahçe camiasını mutlu edecek ve onere edecek başarılı futbolunu sahaya yansıttı.
Palmeiras'da gösterdiği yüksek performansla Milli takımın da yolu da açılmıştı. Baktığımız zaman 49 kez Milli takım forması giyen ve 12 gol kaydeden "komutan" Brezilya Milli Takımıyla 2 kez de Copa America'yı havaya kaldırmıştı. Palmerias da ortaya koyduğu ve Milli takım performanslarının üzerine Avrupa futbolunun dikkatini fazlasıyla çekmişti. 2001 yılında kendini ilk defa Avrupa'ya ayak basacağı İtalya'ya yola çıkmıştı. Parma takımında umut ettiği gibi bir macera yaşamadı. Ligin ilk yarısında çok az maça çıkmıştı. Daha sonrasında da ligin ikinci yarısında ülkesinin takımlarından Flamengo'nun yolunu tutmak zorunda kaldı. Avrupa'da ki istediğini bulamaması biraz olsun inancını da kırmış olacak ki Flamengo takımında da aradığını bulamadı.
Asıl göz önünde olacağı ve parlayacağı takım Cruzeiro'ya transferi 2002 yılında gerçekleşti. Yeniden kendini bulacağı Cruzeiro'da istenilen düzeye gelecek olan "komutan", ortaya koyduğu performansla takımın başarılı bir dönem geçirmesini sağlamış hem de gösterdiği performansla Milli takımın 2004 yılında Copa America'yı kaldıracağı kadroya dahil olmuştur. Cruzeiro takımında forma giydiği 121 karşılaşmada 64 gol atarak, yeniden Avrupa'ya göz kırpmıştır. Artık, Parma macerasını unutup yeni bir sayfa açmak isteyen "komutan" adeta baş tacı olacağı Fenerbahçe'ye gelmiştir.
Fenerbahçe'ye geldiği ilk sezon şampiyon olan ve takımın şampiyonluğunda bile sürekli tepkilere maruz kalmıştır. Ama, o bunları bir kenara bırakarak takımı için ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu herkese ispatlamıştır. Fenerbahçe'de oynadığı dönemlerde, asist kralı olan ve ardından takım tarihinin "ilk yabancı gol kralı" olan ve sonunda bu performansıyla takımın kaptanlığına getirilen "komutan" seyirci tarafından "krALEX" olarak adlandırılmıştı. Seyirci'nin adete taptığı kaptan, kendisi için her ne kadar olumsuz düşünen olsa da Galatasaray takımının efsanelerinden "Hagi" ile her ne kadar karşılaştırılsa da o bunlara kulak asmayarak, takımıyla olan sözleşmesini 2 sene daha uzatmıştır. Futbol takımında "asker" oyuncuların olmasının yanısıra bir de onlara yol gösterecek ve onları yönlendirecek "komutan" olmasının en büyük örneği Alex de Souza'dır. O, bir takım için ne yapması gerektiğini iyi bilen ve takımı için var gücüyle mücadele eden bir "maestro"'dur. Her ne kadar artık o'nun gibi oyuncuların futbolun içinde olmadığı söylense de futbolu güzelleştiren ve izlenilebilir hale getiren Alex gibilerin her zaman zevkle ve saygıyla izlenileceğini düşünenlerdenim.
Bugün attığı imza töreninde Aykut Kocaman "Kulübümüzün Futbol Takımının kaptanı olan, uzun zamandır Fenerbahçe formasını son derece başarıyla temsil eden -temsil lafını özellikle kullanıyorum çünkü sadece saha içinde değil saha dışında da güçlü bir şekilde temsil eden-; ve Fenerbahçe tarihinde yer alana Alex’in sözleşmesinin uzatılması için burada toplandık. Rakamlar çok şey ifada ediyor ama rakamların ötesinde benim için en önemli olan şey, Alex’in Fenerbahçe’de kalmak istemesiydi. Rakamlardan da önemli olan şey buydu. Sportif direktör ve teknik direktör olarak söylemeliyim ki; mali taraflarını bir tarafa bırakırsak Alex’in burada kalmak istemesi hepimiz adına gurur verici. Herkese hayırlı olsun" sözleriyle zaten her şeyi özetlemiş. Futbolculuğu'nun yanı sıra, saha dışı hayatıyla da bir çok oyuncunun örnek aldığı Alex için çok fazla da bir şey söylemek istemiyorum.
Sarı-lacivert formayla çıktığı 193 karşılaşmada 107 gol atmış ve bir okadar da asist yapmış bir oyuncuyla artık birilerini kıyaslamayı bırakıp, sahada oynadığı futbolu büyük bir zevkle izlemek gerekmez mi? Şunu yapmış, şunu yapamamış demektense ona saygı duymak en büyük erdemdir. Alex gibi bir oyuncuyu iki sene daha izleme fırsatı verildiği için teşekkür ediyorum. Yazımı da Ezginin Günlüğü "Aşk Hiç Biter mi?" şarkısını Alex'e göndererek tamamlıyorum... İyiki varsın, Alex de Souza.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder