Arama

28 Şubat 2011 Pazartesi

Heyecan Artıyor!


Lig şuan itibariyle çok daha heyecanlı ve çekişmeli geçeceğe benziyor. Trabzonspor'un ligin ikinci yarısında bu kadar puan kaybıyla başlayacağını kimse tahmin edemezdi. Bursaspor'un kaybedeceği gibi. Kim düşünürdü Fenerbahçe'nin bu kadar iyi başlayacağını ve üst üste galibiyetler alacağını. Ama, an itibariyle Fenerbahçe, Trabzonspor ve Bursaspor bu yarışı aralarında götürecek. Üç takımında bundan sonra işi çok zor. Hepsi birbirinden zorlu mücadelelere çıkacak. Özellikle, haftaya oynanılacak olan Gençlerbirliği-Fenerbahçe ve Beşiktaş-Trabzonspor maçları çok büyük önem arz ediyor. Bu karşılaşmalarda her iki takımın da puan kaybı yaşaması Bursaspor'un işine gelecek. Öyle ki Bursaspor'un da evinde İ.B.Belediyespor'u kayıpsız geçmesi gerekiyor. Son ana kadar büyük keyifle takip edeceğimiz bir Süper Lig izleyeceğimizin garantisini bu üç takımda şimdiden veriyor. Gelelim, bu hafta oynadıkları karşılaşmalara...

Fenerbahçe, Kasımpaşaspor karşısında çok da iyi futbol sergiledi diyemem. Alex'in attığı frikik golü ilaç gibi geldi! Soyunma odasına beraberlikle gidilmiş olsa, Fenerbahçe için çok daha sıkıntılı bir karşılaşma olabilirdi. Hele ki Kasımpaşaspor'un kaçırdığı penaltıyı hangi Fenerbahçe'li gözü açık bakma teşebbüsünde bulunmuştur ki! Ama, Fenerbahçe zor da olsa Kasımpaşaspor engelini de aşmasını bildi. Özellikle, Dia'nın günden güne artan performansı her Fenerbahçeli gibi Aykut hocanın da taktirini kazanmış durumda. Dia'nın iyi olmasının ardından elinde bir okadar yetenekli ve genç olan Stoch'u kaybetmemek için de sürekli oyuncusuyla ilgilenmek ve açıklama yapmak zorunda hissetmek de kendini. Sakatlığı'nın ardından formasını Dia'ya kaptıran Stoch'da kendini ispatlayarak, tekrar forma şansı bulmak için çaba göstermek zorunda. Bu durumda da kazanan Fenerbahçe takımı olacaktır. Bir başka değinmek istediğim konu ise, hazırlık kampında sürekli medyada dile gelen aralarında soğukluk olan Santos-Aykut Hoca ikilisine. Santos'un gözle görülür seviyede yükselen bir performansı var. Bunu göz ardı etmemek gerekir. Dia ile müthiş bir uyum sağlayan Santos'un geri dönüşlerde her zaman ki gibi sorunu olsa da ataklarda ki yardımı ve oyun içinde ki konsantrasyonu üst seviyede. Bu durumu kendini göstererek, sene sonunda başka bir kulübe gitmek diye nitelendirebiliriz. Ama, yine de bu performansının altına düşmediği sürece, kısa vadede kazanan Fenerbahçe takımı olacak. Bunu uzun vadeye çevirebilmek de onların elinde. Fenerbahçe takımı haftaya Ankara deplasmanına gidecek. Bu sezon Ankara deplasmanında Ankaragücü'nden çok çekti Fenerbahçe. Aynı hataları ve kötü senaryoyu görmek isteyemen Aykut hoca'nın talebeleri kayıpsız olarak İstanbul'a dönmek isteyecektir.

Trabzonspor takımı ikinci yarıya beklemediği kayıplarla başladı. Bunu oyuncular üzerinde ki baskıya da bağlayabiliriz. Eskiden bildiğimiz Sadri Başkan'ın suskun hallerini şimdi görememekteyiz. Ama, Trabzonspor uzun süredir ilk defa şampiyonluğa bu kadar odaklanmış/inanmış durumdayken hoş görmek lazım. Bu durumda futbolun bir parçası. Fakat, Trabzonspor takımı Kayserispor maçında kötü futbol oynadı diyemeyiz. Herzaman ki Trabzonspor sahadaydı. Orta alanda Selçuk'un olmayışı takımı orta alanda zorlasa da Colman ve Ceyhun ellerinden geldiğince bu açığı kapatmaya çalıştılar. Trabzonspor'un Kayserispor maçında en dikkat çekici nokta ise, Sadri Şener'in Volkan Babacan hakkında yaptığı yorumlar üzerine kaleci Souleymanou'nun 2. dakika da yaptığı hata oldu. Bir art niyet aradığımdan değil fakat, hafta'nın olayı diyebilirim! Trabzonspor'u Kayserispor maçında sadece defansif anlamda zor durumda kaldığını söylemek mümkün. Ziani ve Amrabat'ın ortaya koyduğu performans Trabzonspor takımını bitirdi. Özellikle, her iki oyuncunun da haftalar geçtikçe ligimize adapte olmaları daha iyi performans sergilemelerini sağlıyor. Trabzonspor haftaya çok daha zorlu bir rakiple karşı karşıya gelecek. Fenerbahçe karşısında sahasında her nekadar kaybeden bir Beşiktaş takımı olsa da skoru her an değiştirebilecek ve seyirci desteği fazla olan bir takım karşısında çok zorlu bir 90 dakika oynayacağı kesin.

Bursaspor'a geçecek olursak, Bucaspor karşısında fazlasıyla zorlandılar. İlk yarıda Bucaspor'un çok daha etkili olduğu bir karşılaşma oynadılar. Fakat, ikinci yarının hemen başında Batalla'nın kullandığı serbest vuruştan buldukları golle karşılaşmada rahat bir nefes aldılar. Daha sonrasıda ise, Bucaspor'un yakaladığı bir kaç pozisyon var. Mendy ile girdiği pozisyonlarda ise kaleci İvankov takımının kazanması için elinden gelen gayreti gösterdi. Kenny Miller'ın attığı gol ise klasına yakışır seviyedeydi. Bursaspor'u son haftalarda biraz olsun tutuk görsem de kadro yapısı ve oyuncuları itibariyle ligin sonuna kadar gideceklerini söyleyebilirim. Özellikle, forvet hattında ki Kenny Miller transferi gerçekten de çok yerinde olmuş. Sanki yıllardır bu lig de oynuyormuş gibi hiç bir sorun yaşamadan takımı adına büyük işler yapıyor. Zaten, İskoç liginde de ortaya koyduğu performansları göz önüne alırsak, kötü bir performans beklemek yanlış olurdu. Bursaspor kağıt üzerinde haftaya rahat bir maça çıkacak. Ama, Abdullah Avcı'nın takımı gerçekten de zaman zaman çok tehlikeli bir takım oluyor. Ertuğrul Sağlam'ın Fenerbahçe ve Trabzonspor'un daha zorlu maçlara çıkacağını düşünerek, İ.B.B karşısında temkinli davranacağını düşünüyorum.

İki takımdan daha bahsetmek istiyorum. Öncelikle, Galatasaray'dan başlayacak olursak... Neresinden başlasak diye düşünmeden edemiyorum. Bir kaostur gidiyor. Stad açılışı, kadro seçimi, transferler, hoca değişikliği ve ardından kaybedilen puanlar. Gerçekten de bir zamanlar fırtınalar estiren takımdan eser kalmadı. Bir zamanlar bir reklam vardı Cillit Bang'in "eser kalmadı kirden" diye. Onu "eser kalmadı takımdan" diye değiştirsek özentilik yapmış oluruz. Fakat, olsun yapalım. Galatasaray takımı için oluyor mu? Bence oluyor. İ.B.B karşısında ortaya çok kötü bir performans koydu. Yedikleri gollere baktığımızda ne yaptığı belli olmayan bir takım hüviyeti taşıyorlardı. İç sahada da çok iyi oynamasalarda kazanmasını biliyorlar. Fakat, deplasman maçlarında çok kötü futbol ortaya koyuyorlar. Takımda tek ayakta kalan oyuncu olarak, sakatlıktan yeni gelen Baros'u söylemek mümkün. Muhteşem bir stadyumda seneye Avrupa'da mücadele edememe çekinceleri var. Bunun için de var gücüyle kupa maçına asılacaklardır. Gaziantepspor karşısında ilk karşılaşmada aldıkları mağlubiyeti kendi sahalarında avantaja dönüştürmeleri gerekecek. Ama işleri hiç de kolay olmayacak. Antep maçı sonrasında da ligin ilk yarısında deplasmanda kaybettikleri Karabükspor'u kendi sahalarında konuk edecekler. Eğer, kupadan elenirlerse, artık lig de çok fazla iştahlı olacaklarını düşünmüyorum.

Diğer takım ise, Gaziantepspor... Gerçekten bu lig de futboluyla bana en çok keyif veren ekip olarak onları gösterebilirim. Kadrosunda ki oyuncularıyla, futbol anlayışlarıyla gerçekten de bu sezon bulundukları konumu fazlasıyla hak ediyorlar. Cenk Tosun gibi gelecek vaadeden bir oyuncuyu da ara transfer döneminde kadrolarına katmaları, kadro açısından da bir üst seviyeye geçmelerini sağladı. Bu kadrolarını seneye koruyup bir kaç kaliteli nokta transfer yaptıklarında, üst sıraları zorlayacak seviyede bir ekip olacaklarını inancını taşıyorum. Şimdi önlerinde çok önemli bir karşılaşma var. Levent Kızıl'ın "Galatasaray'ı geçeceklerini" söylemesi bir yana, futbolun sahada oynandığını unutmamak gerekir. Galatasaray'ın zor durumda olmasından faydalanmak isteyeceklerdir. Fakat, Galatasaray takımının ve taraftarının da bu karşılaşmada varını yoğunu vereceğini unutmamak gerekir. Bir başka nokta da Galatasaray'ın kaybedeceği çok şey olduğu. Galatasaray'ın elenmesi çok büyük bir kaos ortamı oluşturacak. Bu yüzden karşılaşmada işi sıkı tutmaları gerekecek.

Daha fazla takıma yer vermek isterdim. Fakat, uzun bir aradan sonra bu bile çok yorucu geldi. 1 haftalık aranın ardından gelince takip edebildiğim takımlardan bahsetmek istedim. Hafta arasının en önemli karşılaşması Galatasaray-Gaziantepspor maçını da 90 dakika sonunda blog da yer vermeye çalışacağım. Ayrıca, hafta sonu oynanılacak olan Beşiktaş-Trabzonspor ve Gençlerbirliği-Fenerbahçe karşılaşmalarına da yer vermeye çalışacağım. Ama, kupa maçında Galatasaray'ın kaderini belirleyeceği karşılaşmayı ve Trabzonspor'un oynayacağı karşılaşmayı bu haftanın en önemli karşılaşmaları seçebiliriz. O iki karşılaşmaya geniş yer vermeye çalışacağım. Bu arada hafta içi bültenin de uzun zaman sonra sizlere bir kupon paylaşımın olacak. Umarım, uzun süre sonra hem kazanır hem kazandırırız.

Sao Paulo Halk Plajı



Sao Paulo-Palmeiras maçında yağan yağmurda "çocuklar gibi!" eğlenen taraftarların maç oynanacakmış! oynanmayacakmış! umrunda değil. Ama videoda ki ilgi çeken iki taraftarın çok eğlendikleri aşikar...

Kaldığımız Yerden!


En son post'u ayın 18'in de atmışız. O tarih benim açımdan zor geçen bir gün olarak kalacak. Senelerce örnek aldığım ve büyük değer verdiğim babamı kalp krizi sonucu kaybettim. O tarihten bu yana 10 gün geçti ve hala o günü yaşıyorum. Ama, bir şekilde hayatın da devam ettiği bu süreçte geride kalan aileme destek ve önayak olmam gerektiğinin de farkındayım. Acımı paylaşan bir çok eş/dost oldu. Hepsine tek tek teşekkür ettim. Seneler ilerledikçe o gözümde hiç gitmeyecek olan "babam'ı" daha çok özleyeceğimin de farkındayım. Fakat, gidenlerin geri dönmediği, kalanların da bir şekilde hayatına devam ettiği bu yaşamda elimden geldiğince ayakta durmaya ve ailemin hep yanında olmaya gayret göstereceğim. Acı kaybın ardından, memleket de defin işlemleri ve taziye kabul etmekten canımın da hiç istememesinden kaynaklı, görsel ve yazılı basınla alakalı olamadım. Yavaş, yavaş kendimi toparladıktan sonra evime, "baba" ocağına döndüğümde bu zaman zarfında bir çok olayın olduğuna şahit oldum.

Bunlar; Fenerbahçe'nin Beşiktaş deplasmanında aldığı galibiyet, Trabzonspor'un Manisaspor deplasmanında zor da olsa kazanması, Libya'da yaşanan olaylar, Beşiktaş'ın D. Kiev maçları, Galatasaray takımı'nın deplasmanda aldığı mağlubiyet, Fenerbahçe'nin Kasımpaşa maçından sonra Trabzonspor'un Kayserispor ile berabere kalarak liderlik koltuğuna kurulması, İstanbul'un gittiğim günden bu güne daha soğuk olması, evimizin ekisinden daha sessiz olması gibi, uzayıp giden bir çok olay. Artık, zaman ve kafamı biraz daha dağıtmak anlamında bloğumuzda bir kaç konuya ait yazılar yazacağım. Hem takipçileri yazılardan mahrum bırakmayalım hem de kendimize bir meşkale bulalım. Bu akşam itibariyle de Sporx.com'da iddaa bölümünde tekrardan maç yorumlarına devam edeceğim. İddaa ve maç analizi ağırlıklı yazılara devam edelim. En kısa zamanda eskisinden daha formda olacak şekilde bloğumuza emek harcamak dileğiyle, hoşça kalın, esen kalın...

18 Şubat 2011 Cuma

Hafta Sonu Futbol Keyfi

Beşiktaş Vapur İskelesi

18 Şubat Cuma
20:00 Eskişehir-Sivas @ Lig TV
21:30 Nurnberg-Frankfurt @ TRT HD
19 Şubat Cumartesi
14:00 Kasımpaşa-Ankaragücü @ Digi
14:00 Bolu-Samsun @ TRT 1
16:00 Bursa-Gaziantep @ Lig TV
16:30 B.Dortmund-St Pauli @ TRT 3
17:00 Gençlerbirliği-Karabük @ Digi
19:00 Galatasaray-Buca @ Lig TV
19:00 Bologna-Palermo @ Spormax
19:30 Mainz-Bayern Munih @ TRT 3
21:00 Real Madrid-Levante @ NTV Spor
21:45 İnter-Cagliari @ TV8 ve Spormax
22:00 Lorient-Bordeaux @ Kanal A
23:00 Zaragoza-A.Madrid @ NTV Spor
20 Şubat Pazar
13:30 Mersin İY-Karşıyaka @ TRT 1
13:30 Kartal-Diyarbakır @ TRT 1
13:30 Juventus-Lecce @ TV8
14:00 West Ham-Wolves @ PL TV
14:00 Kayseri-Antalya @ Digi
16:00 Chievo--Milan @ TV8 & Spormax
16:00 Man. City-Notts County @ NTV Spor
16:30 Leverkusen-Stuttgart @ TRT 3
17:00 Konya-İstanbul BŞB @ Digi Kanal
18:00 Montpellier-Lille @ Kanal A
18:30 M.Gladbach-Schalke 04 @ TRT 3
19:00 Altay-Denizli @ TRT 1
19:00 Beşiktaş-Fenerbahçe @ Lig TV
21:45 Napoli-Catania @ TV8 ve Spormax
22:00 Barcelona-A.Bilbao @ NTV Spor
22:00 Toulouse-Rennes @ Kanal A
21 Şubat Pazartesi
20:00 Manisa-Trabzonspor @ Lig TV

17 Şubat 2011 Perşembe

Derby Sieg!!!


St. Pauli takımı 1977 yılından bu yana mağlup edemediği ezeli rakibi Hamburger SV'yi deplasmanda mağlup etme başarısı gösterdi. Maç sonunda St. Pauli oyuncularının kutlamaları bir taraf açısından olağanüstü karşılanırken, diğer taraf açısından fazlasıyla üzücüydü. Bu arada t-shirt'ler de hazırlanmış önceden. Kutlamalardan bir kaç kareyi sizlerle paylaşmak isterim;






16 Şubat 2011 Çarşamba

Üzülür İnsan!


Beşiktaş'a 11 yıl hizmet etmiş ve gelen-giden bir çok oyuncunun yerine o sahada ki görevini layıkıyla yerine getirmiştir. Beşiktaş tribünleri'nin "Deli İbo" lakabı taktığı İbrahim Üzülmez, üzücü bir durumla kulüpten koparılmak zorunda kalmıştır.

Ligin daha bitimine çok olmasına rağmen, böyle bir karar alınması da ayrı bir konudur. Olay nedir? Ankaragücü-Beşiktaş karşılaşmasının ikinci yarısında Deli İbo'ya küfür eden Toraman kaptanı tarafından yumruklanır! İbrahimler arasında ki ilk olay bu değil. Daha önce de "terlik" mevzusu yüzünden birbirlerine girmiş ve takımdan uzaklaştırılmışlardı. Uzaklaştırma'nın nedeni de "Beşiktaş takımı kaptanları'nın örnek davranışlar sergilemesi gerektiğini ve kaptanlık yükümlülüğünü yerine getirmesi gerektiği" yönündeydi. Peki, Beşiktaş kaptanlığını senelerce yapmış, yaşı itibariyle bir çok genç oyuncudan daha hırslı olan ve bu takıma öyle/böyle 11 sene hizmet etmiş bir adamı tek bir kalemde harcamak ne kadar doğru? bu da ayrı bir soru işaretidir... 


İbrahim Üzülmez'in Lig TV'ye yaptığı ilk açıklamaya göz atacak olursak, "İbrahim Toraman'ın bana küfrettiğini herkes duydu. Neden sadece İbrahim Toraman? Herkes biraz da bunu düşünsün. Başkan Demirören'e 2 ay daha dayan, futbolu bırakayım dedim; ama başkanımız 'Bu işin altından kalkamam, dönüş yok!" diyerek sözlerini sürdürdü. Üzülmez, "Benim arkamdan ağlayanlar olacak; ama futbolu bırakmayı düşünmüyorum" demiş. Başka'nın verdiği cevap da çok ilginçtir hani... 'Bu işin altından kalkamam, dönüş yok' Bu, Beşiktaş gibi büyük bir camia'nın kaptanlığını yapmış bir oyuncuya söylenecek bir söz değildir bana göre. Beşiktaşlılık duruşu bu olmasa gerek... Eğer bir karar veriliyorsa, daha adil ve yansız verilmeliydi.

Toraman-Üzülmez kavgası daha önceden bitirilmeliydi. Terlik konusu, bugün ki olaylar vs bunlar önceden çözümlenmeliydi. Ki bu kavgaların çok daha fazlasının dışarıya yansıtılmadığını düşünenlerdenim. Sonuç itibariyle Başkan'la birlikte yapılan basın toplantısında İbrahim Üzülmez bütün yüreklilikle açıklamalarda bulunmuştur. Üzülmez üzülmüştür. Ki çoğu Beşiktaş taraftarı'nın da bu duruma üzüldüğünü düşünüyorum. Üzülmez giderken, Demirören tarafından kaptanlık pazubandıyla uğurlanmıştır. Bu durum da bana göre Beşiktaş Başkanı'nın taraftardan gelecek tepkilere karşı almış olduğu basit bir önlemdir! Uzun lafın kısası, Türk Futbolu için önemli bir örnek olan İbrahim Üzülmez'e bundan sonra ki yaşantısından başarılar diliyoruz. Yine bir deliliğin tutar da futbol oynamaya devam edersen, canlı canlı izleyebileceğimiz bir takımla anlaşırsın umarım... 

14 Şubat 2011 Pazartesi

Hafta İçi Futbol Keyfi


15 Şubat Salı

19.00 Aris – Manchester City / Euro Futbol
21.45 Milan – Tottenham / Euro Futbol
16 Şubat Çarşamba
19:30 Fiorentina-Inter / Tv8 /Spormax
21.45 Roma – Shakhtar D. / Euro Futbol
21.45 Arsenal – Barcelona / Star Tv
17 Şubat Perşembe
20.00 Beşiktaş – Dinamo Kiev / Star Tv
20.00 Napoli – Villarreal / Euro Futbol
22.05 Sparta Prag – Liverpool / Euro Futbol
22.05 Sevilla – Porto / Star Tv

Tek "Ronaldo"



Sen ağlama dayanamam! Hayatta tek "Ronaldo" vardı. Hep öyle kalacak. Hayatı boyunca yaptığı en önemli basın toplantısı bu olsa gerek. En duygusalı ve en üzücüzü... Güle güle "Fenomeno".

Fenerbahçe 2-0 Kayserispor


Tamam! Şampiyonluk havası yakalanmış gözüküyor. Fakat, daha erken. Ligin ikinci yarısıyla birlikte takımda gözle görülür bir değişim var. Türkiye Kupasın'dan her nekadar elenmiş olunsa da Yeni Malatyaspor mağlubiyetiyle birlikte sorunların hepsinin üzerine gidilerek çözümlemeler yapılmış. Santos, Alex ve kadro tercihi gibi sorunlar atlatılmış. Takım olma hüviyetine bürünen bir takım var sahada artık. Trabzonspor karşılaşmasından sonra Manisaspor maçında acaba aynı futbol sergilenebilecek mi? sorusu vardı. O karşılaşmanın ardından Kayserispor maçında da kafalarda aynı sorular oluştu. Bu soruların cevabını Fenerbahçe sahada aldığı galibiyetlerle tek tek cevaplıyor. Artık bundan sonra her karşılaşma büyük bir final. Hep bir sonra ki maçı düşünmek yerine, oynayacağı karşılaşmaya odaklanıyor Fenerbahçe. Bundan sonrası için haftaya oynanılacak derbi'de alınacak beraberliğin bile önemi çok büyük. Kaptan'ın gemisini çok iyi idare ettiği ve diğerlerinin de kaptanın yolunda devam ettiği sürece sorunsuz yoluna devam edecek bir Fenerbahçe...

Karşılaşma için ise, Fenerbahçe'nin takım halinde iyi oynadığını söyleyebiliriz. Kaleci Volkan'a çok fazla iş düşmedi. İlk yarıda ki Amrabat'ın yakaladığı net bir pozisyonda tercih hatası yaptığı pozisyon dışında çok fazla tehlike yaşamadı. Biraz orta alanda sıkıntı varmış gibi gözükdü ama haftalardır iyi futbol sergileyen Mehmet Topuz, Emre'nin yokluğunda orta alanda iyi işler yaptı. Selçuk zaten herzaman ki performansıyla takımı için elinden geleni yaptı. Özer'i sakatlığından sonra biraz olsun toparlanmış görsek de daha maç eksiğinin olduğunu unutmamak gerekir. Sol kanatta arı gibi çalışan Dia-Santos ikilisi bana göre sahanın en iyileriydi. Niang ise, yapması gerekeni, Guiza'nın yapamadığını yaptığı sürece sorunsuz şekilde yoluna devam edecektir. Kaptan ve Gökhan'ı ayrı bir yerlerde tutuyorum. Onlar her zaman bu takımın en önemli parçaları olduklarını gösterdiler.

Gökhan Gönül ikinci yarıda Özer'den çok fazla yardım alamayınca Amrabat karşısında zaman zaman zorlandı. Ama yine de elinden gelenin en iyisini sahaya yansıttı. Alex'in yenilediği sözleşme sonrasında kafasının rahat ve her şeyiyle Fenerbahçe için mücadele eden oyunu devam etti. Zaman zaman pres yapan, zaman zaman geriye kadar gelen Alex, bu takım için var olduğu sürece keyifle izlenecek bir futbolcu olduğunu tekrar gösterdi. Fenerbahçe takımı Kayserispor karşısında aldığı 3 puanla artık 2. sıraya kadar geldi. Bundan sonrası için hedef liderlik olacaktır. Artık, havaya giren takım her maça aynı konsantre ile çıkarak tüm finallerden başarıyla ayrılma isteği içerisinde. Bugünü artık geride bırakıyoruz, haftaya oynanılacak olan derbi de alınacak muhtemel galibiyet takımı ve taraftarı çok daha fazla ateşleyecektir. Hafta'ya derbide görüşmek üzere diyerek yazımızı tamamlayalım.

Hajduk Split 100. Yıl Kutlaması














Şehir Yanıyor!



Hajduk 100. yaşını kutladı...

Güle Güle "Fenomen"

13 Şubat 2011 Pazar

Vay Rooney!

Video linki için tıklayınız
Rooney, öyle bir gol attı ki herkesi hayran bıraktı. Derbi de takımının kazanmasını sağlayan golü tekrar tekrar izlesek de sıkılcağımızı düşünmüyorum. Müthiş!

11 Şubat 2011 Cuma

Hafta Sonu Futbol Keyfi



12 Şubat Cumartesi

14:00 Bucaspor-Konyaspor / Digi
14:45 Man. United-Man. City / Spormax
16:00 Sivasspor-Trabzonspor / Lig TV
16:30 Bayern Munih-Hoffenheim / TRT HD
17:00 İstanbul BŞB.-Gençlerbirliği / Digi
17:00 Arsenal-Wolves / Spormax
19:00 Gaziantepspor-Galatasaray / Lig TV
19:00 Milan-Parma / TV8
19:00 Atletico Madrid-Valencia / NTV Spor
19:30 Sunderland-Tottenham / PL TV
19:30 Kaiserlaustern-Dortmund / TRT 3
21:00 Sporting Gijon-Barcelona / NTV Spor
21:45 Roma-Napoli / Spormax ve TV8
22:00 St. Etienne-O.Lyon / Kanal A
23:00 Racing Santander-Sevilla / NTV Spor
13 Şubat Pazar
13:30 Orduspor-Gaziantep BŞB. / TRT 1
13:30 Palermo-Fiorentina / Spormax
13:30 Karabükspor-Kasımpaşa / Digi
16:00 Eskişehirspor-Bursaspor / Lig TV
16:00 Brescia-Lazio / Spormax ve TV8
16:30 Köln-Mainz / TRT3 ve TRT HD
17:00 Manisaspor-Antalyaspor / Digi
18:00 Bolton-Everton / Spormax
18:00 Rennes-Nice / Kanal A
18:00 Real Sociedad-Osasuna / NTV Spor
18:30 Werder Bremen-Hannover 96 / TRT 3
19:00 A.Gücü-Beşiktaş / Lig TV
19:00 Karşıyaka-Altay / TRT 1
21:45 Juventus-İnter / Spormax ve TV8
22:00 Espanyol-Real Madrid / NTV Spor
22:00 Lille-Toulouse / Kanal A
14 Şubat Pazartesi
20:00 Fenerbahçe-Kayserispor / Lig TV
20:00 Samsunspor-Kartalspor / TRT 5
22:00 Fulham-Chelsea / Spormax

9 Şubat 2011 Çarşamba

2 Yıl Olsa Da "Aşk Hiç Biter mi?


Geldiği günden bu yana çoğu zaman eleştiriye de maruz kaldı. Ama, o futboluyla sahada neler yapabileceğini gösterdi. 2004 yılında geldiğin de takımı 10 kişi bırakıyor ve sahada yürüyor/mücadele etmiyor denildi. Hatta üzerine gönderilmesi bile gündeme gelmişti. O, bu takım için bir "komutan" oldu. Askerleriyle birlikte Fenerbahçe camiasını mutlu edecek ve onere edecek başarılı futbolunu sahaya yansıttı.

Palmeiras'da gösterdiği yüksek performansla Milli takımın da yolu da açılmıştı. Baktığımız zaman 49 kez Milli takım forması giyen ve 12 gol kaydeden "komutan" Brezilya Milli Takımıyla 2 kez de Copa America'yı havaya kaldırmıştı. Palmerias da ortaya koyduğu ve Milli takım performanslarının üzerine  Avrupa futbolunun dikkatini fazlasıyla çekmişti. 2001 yılında kendini ilk defa Avrupa'ya ayak basacağı İtalya'ya yola çıkmıştı. Parma takımında umut ettiği gibi bir macera yaşamadı. Ligin ilk yarısında çok az maça çıkmıştı. Daha sonrasında da ligin ikinci yarısında ülkesinin takımlarından Flamengo'nun yolunu tutmak zorunda kaldı. Avrupa'da ki istediğini bulamaması biraz olsun inancını da kırmış olacak ki Flamengo takımında da aradığını bulamadı.

Asıl göz önünde olacağı ve parlayacağı takım Cruzeiro'ya transferi 2002 yılında gerçekleşti. Yeniden kendini bulacağı Cruzeiro'da istenilen düzeye gelecek olan "komutan", ortaya koyduğu performansla takımın başarılı bir dönem geçirmesini sağlamış hem de gösterdiği performansla Milli takımın 2004 yılında Copa America'yı kaldıracağı kadroya dahil olmuştur. Cruzeiro takımında forma giydiği 121 karşılaşmada 64 gol atarak, yeniden Avrupa'ya göz kırpmıştır. Artık, Parma macerasını unutup yeni bir sayfa açmak isteyen "komutan" adeta baş tacı olacağı Fenerbahçe'ye gelmiştir.

Fenerbahçe'ye geldiği ilk sezon şampiyon olan ve takımın şampiyonluğunda bile sürekli tepkilere maruz kalmıştır. Ama, o bunları bir kenara bırakarak takımı için ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu herkese ispatlamıştır. Fenerbahçe'de oynadığı dönemlerde, asist kralı olan ve ardından takım tarihinin "ilk yabancı gol kralı" olan ve sonunda bu performansıyla takımın kaptanlığına getirilen "komutan" seyirci tarafından "krALEX" olarak adlandırılmıştı. Seyirci'nin adete taptığı kaptan, kendisi için her ne kadar olumsuz düşünen olsa da Galatasaray takımının efsanelerinden "Hagi" ile her ne kadar karşılaştırılsa da o bunlara kulak asmayarak, takımıyla olan sözleşmesini 2 sene daha uzatmıştır. Futbol takımında "asker" oyuncuların olmasının yanısıra bir de onlara yol gösterecek ve onları yönlendirecek "komutan" olmasının en büyük örneği Alex de Souza'dır. O, bir takım için ne yapması gerektiğini iyi bilen ve takımı için var gücüyle mücadele eden bir "maestro"'dur. Her ne kadar artık o'nun gibi oyuncuların futbolun içinde olmadığı söylense de futbolu güzelleştiren ve izlenilebilir hale getiren Alex gibilerin her zaman zevkle ve saygıyla izlenileceğini düşünenlerdenim.

Bugün attığı imza töreninde Aykut Kocaman "Kulübümüzün Futbol Takımının kaptanı olan, uzun zamandır Fenerbahçe formasını son derece başarıyla temsil eden -temsil lafını özellikle kullanıyorum çünkü sadece saha içinde değil saha dışında da güçlü bir şekilde temsil eden-; ve Fenerbahçe tarihinde yer alana Alex’in sözleşmesinin uzatılması için burada toplandık. Rakamlar çok şey ifada ediyor ama rakamların ötesinde benim için en önemli olan şey, Alex’in Fenerbahçe’de kalmak istemesiydi. Rakamlardan da önemli olan şey buydu. Sportif direktör ve teknik direktör olarak söylemeliyim ki; mali taraflarını bir tarafa bırakırsak Alex’in burada kalmak istemesi hepimiz adına gurur verici. Herkese hayırlı olsun" sözleriyle zaten her şeyi özetlemiş. Futbolculuğu'nun yanı sıra, saha dışı hayatıyla da bir çok oyuncunun örnek aldığı Alex için çok fazla da bir şey söylemek istemiyorum.

Sarı-lacivert formayla çıktığı 193 karşılaşmada 107 gol atmış ve bir okadar da asist yapmış bir oyuncuyla artık birilerini kıyaslamayı bırakıp, sahada oynadığı futbolu büyük bir zevkle izlemek gerekmez mi? Şunu yapmış, şunu yapamamış demektense ona saygı duymak en büyük erdemdir. Alex gibi bir oyuncuyu iki sene daha izleme fırsatı verildiği için teşekkür ediyorum. Yazımı da Ezginin Günlüğü "Aşk Hiç Biter mi?" şarkısını Alex'e göndererek tamamlıyorum... İyiki varsın, Alex de Souza.

Guardiola İle 1 Sene Daha...


Barcelona, 2008'den bu yana başarıdan başarıya koştuğu başarılı teknik patronuyla sözleşme yeniledi. Aslında sezon sonu bitecek olan sözleşmesini 1 sene daha uzatan Barcelona'nın biraz daha fazla süreyle sözleşme yenilemesini bekliyordum. Takımda ki çoğu oyuncunun da saygı duyduğu Pep'in bir sene daha Katalan ekibinin başında olması sevindirici bir durum. Dünya'nın en iyi takımının başında Pep'i görmek mutluluk verici. 1 sene uzatmasını yadırgamam da galiba ülkemizde ki mukavelelerin sürelerinden kaynaklı. 2008'den bu yana sayısız başarılara ulaşmış bir teknik patrona bile 1 yıllık mukavele imzalatılıyorsa, bu iş de bir iş vardır diyerek kapatalım...

8 Şubat 2011 Salı

Artık Yürümek Yok!


Fenerbahçe kulübü Saraçoğlun'da yeniliklere devam ediyor. Taraftarı'nın her zaman daha rahat bir şekilde maç izlemesi için elinden geleni yapan yönetim, şimdi de Fenerium Tribünü kısmına iki adet yürüyen merdiven monte ettiriyor. Kulüp'den yapılan açıklamada; 

"Fenerium Alt ve Fenerium Üst tribünlerinin ortasındaki beton platformdan, stadın önünde geçen Recep Peker Caddesi ile biletix gişelerinin bulunduğu Şefik Bey Sokak’ın kesişim noktasına dik olarak inecek yürüyen merdivenler, stada giriş ve çıkışlarında taraftarlarımıza büyük kolaylıklar sağlayacak. Monte işlemleri devam eden ve her biri saatte 9 bin yolcu taşıma kapasiteli yürüyen merdivenler, en kısa sürede hizmete girecek." deniliyor. 

Cleveland Adeta Çöktü!


Dallas deplasmanında 99-96 kaybeden Cleveland, üst üste 25. mağlubiyetini almış oldu. 82-83 senesinde ki kendi rekorunu (24 maç) kırmış olan Cavaliers'ın LeBron James'in Miami Heat'e transferinden sonra adeta dağıldığını görüyoruz. Bu tempoda devam ederlerse rekoru epeyce geliştireceklerini düşünüyorum...

Şampiyonlar Ligi Final Topu


28 Mayıs 2011 tarihinde Wembley Stadı'nda oynanılacak olan Şampiyonlar Ligi final maçının topu Adidas tarafından tanıtıldı. Bana göre finale yakışır bir tarzda top dizayn edilmiş. Bakalım bu final de bu topun peşinde hangi yıldızlar koşturacak...

Hafta İçi Futbol Keyfi


8 Şubat Salı

19:00 Güney Kıbrıs-İsveç / Eurosport
20:00 Fildişi Sahilleri-Mali / Eurosport
21:45 İrlanda-Galler / Eurosport
9 Şubat Çarşamba
17:30 Türkiye-Romanya / NTV Spor (U21)
20:00 Türkiye-Güney Kore / Kanal D ve Kanal D HD
21:45 Almanya-İtalya / ?
21:45 Kuzey İrlanda-İskoçya / Eurosport 2
22:00 Fransa-Brezilya / ?
22:00 Arjantin-Portekiz / TV8

5 Şubat 2011 Cumartesi

"Şeytan!" Rıdvan'a Acil Şifalar



Geçirdiği ufak bir rahatsızlıktan dolayı anjiyo olan Rıdvan Dilmen'e acil şifalar diliyoruz. Sen "şeytan'a" bile pabucunu ters giydirirsin... En kısa zamanda tv'de yeniden seni görmek dileğiyle...

3 Şubat 2011 Perşembe

Bozbaykuşlar


Bozbaykuşlar'dan yine farklı ve bir okadar da anlamlı pankart... 

Hafta Sonu Futbol Keyfi


4 Şubat Cuma

20:00 Bursaspor-Sivasspor / Lig TV 
21:30 Dortmund-Schalke 04 / TRT 3 ve TRT HD
21:45 Ajax-De Graafschap / Beyaz TV
5 Şubat Cumartesi
14:00 Kasımpaşa-İBB / Digi Kanal
14:00 Ç.Rizespor-Denizlispor / TRT 1
14:45 Stoke-Sunderland / Spormax ve PL TV (HD)
16:00 Beşiktaş-Karabükspor / Lig TV
16:30 FC Köln-Bayern Münih / TRT 3 ve TRT HD
17:00 Newcastle-Arsenal / Spormax ve PL TV (HD)
17:00 Kayserispor-Ankaragücü / Digi Kanal 
19:00 Manisaspor-Fenerbahçe / Lig TV
19:30 Wolves-Manchester United / Spormax ve PL TV (HD)
19:30 M'Gladbach-Stuttgart / TRT 3 ve TRT HD
20:45 PSV-Ado den Haag / Beyaz TV
21:45 Cagliari-Juventus / TV8 ve Spormax (HD)
22:00 Rennes-PSG / Kanal A
23:00 Barcelona-A.Madrid / NTV Spor
6 Şubat Pazar
13:30 Mersin İdman Yurdu-Samsunspor / TRT 1
13:30 Vitesse-Feyenoord / Beyaz TV
13:30 Bologna-Catania / TV8 ve Spormax (HD)
14:00 Konyaspor-Gaziantepspor / Digi Kanal
15:30 West Ham-Birmingham / Spormax ve PL TV (HD)
16:00 Genoa-Milan / TV8
16:00 Trabzonspor-Antalyaspor / Lig TV
16:30 Hamburg-St Pauli / TRT HD 
17:00 Gençlerbirliği-Bucaspor / Digi Kanal
18:00 Chelsea-Liverpool / Spormax ve PL TV (HD)
18:00 Sevilla-Malaga / NTV Spor
18:00 Auxerre-Lille / Kanal A
18:30 Freiburg-E.Frankfurt / TRT HD
19:00 Altay-Diyarbakırspor / TRT 1 ve TRT 6
19:00 Galatasaray-Eskişehirspor / Lig TV
20:00 Real Madrid-Real Sociedad / NTV Spor
21:45 Inter-Roma / TV8 ve Spormax (HD)
22:00 Valencia-Hercules / NTV Spor
22:00 Lyon-Bordeaux / Kanal A

1 Şubat 2011 Salı

Jozy Altidore

Bursaspor'un yeni transfer Altidore ile ilgili bir video hazırlayan Sporxtv'ye teşekkürler.

SporxTV

Elano'ya Bir Şeyler Oluyor!

Galatasaray'dan giderken bir çok spekülasyona konu olan Elano, ülkesinin takımlarından Sao Paulo'da adeta yeniden doğdu. Lig'de 4. maçında 5. golünü atan Elano'yu görenler iç çekmeye başladılar. Galatasaray taraftarları daha önce ellerinden kayıp giden Ribery için içerlerken şimdi de Elano için aynı şeyleri hissediyor olmalılar.

SporxTV

Tuncay Wolfsburg İdmanın'da


Tuncay ilk idmanına çıkmış. Artık, yeni bir sayfa açan Tuncay'ın Wolfsburg'da daha başarılı ve yükselen bir performans göstereceğini düşünüyorum. Milli takım için de hazır bir şekilde geri dönecektir. Başarılar...

Championship 29. Hafta


Barnsley - Preston: 1
Bristol C. - Swansea: Alt
Cardif - Reading: 0
Coventry - Nottingham Forest: 02
Derby - İpswich: 02
Doncaster - Burnley: 10 ve Tgs 2-3
Hull - Leeds: 02
Middlesbrough - Scunthorpe: Tgs 2-3
Sheffield Utd. - Leicester: Üst
Watford - Crystal Palace: 1 ve Üst
Qpr - Portsmouth: 1 ve Üst

Championship hafta içi karşılaşmaları için tahminlerim bunlar. Ayrıca Sporx İddaa bölümünden karşılaşmalarla ilgili yorumlarıma ulaşabilirsiniz. Herkese bol şanslar.

Jozy Altidore Transferi

Bursaspor'un 6 aylığına kiraladığı Altidore 2007 Dünya Gençler Şampiyonasında ve Amerikan Major Lig'de gösterdiği performansla avrupa'nın yolunu tutmuştu. Villarreal'e transfer olan Altidore takımda çok fazla yer bulamadığı için Hull City'e kiralanmıştı. Hızı ve fiziki üstünlüğüyle dikkat çeken Altidore Bursaspor'da biraz olsun bocalama dönemi çekecektir. Fakat, bir kaç hafta sonra lige de iyice alıştıktan sonra defans oyuncularını fazlasıyla zorlayacaktır. Özellikle, Miller ile birlikte iyi birer ikili olacaklarını düşündüğüm Altidore'ye hoşgeldin diyor ve başarılar diliyoruz.

Torres-Carroll-David Luiz ve Tuncay Şanlı

Dün akşam futbol transfer piyasası inanılmaz haraketli saatler geçirdi. Özellikle İngiltere'de ara transfer de tabuların çoğu yıkılmış oldu. Ara transfer döneminde çok büyük yıldızları ellerinden bırakmayan kulüpler, alamayan kulüpler devri Chelsea'nin Fernando Torres'i kadrosuna katarak tamamen ortadan kaldırmış oldu. Gelelim, dün akılda kalan transferlere...
 

Öncelikle bir saat gibi işleyen Liverpool-Chelsea transferlerine... Liverpool daha önce Ajax'tan gol yollarında etkili olabilecek ve Ajax takımında kendini kanıtlamış forvet oyuncusu Luis Suarez'i kadrosuna katmıştı. Luis Suarez transferini daha önce bloğumuzda yer vermiştik. Farklı bir yapılanmaya giden Liverpool için forvet arayışları arasında Newcastle United oyuncusu Andy Carroll'da vardı. Andy Carrol'ı rekor bir transfer ücretiyle kadrosuna katan Liverpool yönetimi harcanan bu bütçeyi toparlamak zorundaydı. Bunun üzerine, defalarca kapılarını çalan Chelsea takımının Torres için yapılan transfer teklifini sonunda kabul etmek zorunda kaldı. Zaten oyuncunun da Chelsea'nin yaptığı haftalık 175bin paundluk teklifi hiç de hazımsanacak bir para değildi. Nitekim, ara transferin flaş transferi gerçekleşmiş oldu. Chelsea ile 5 yıllık sözleşme imzalayan Torres için işin ilginç yanı 6 Şubat Pazar günü Liverpool takımının Londra'ya gelecek olması. Chelsea-Liverpool karşılaşmasında ilk kez Chelsea forması giyecek olan Torres, Chelsea ağlarını defalarca havalandıran "The Kid" bu sefer Liverpool ağlarını havalandırmak için çalışacak. Ayrıca, Torres'in 5 yıl için Chelsea'ye maaliyeti 45 milyon sterlin olacakmış! Bu da Chelsea takımının toplamda 95 milyon sterlinlik Torres transferi gerçekleştirdiğini gösteriyor.
Gelelim, Carroll transferine. Premier Lig'de sadece 40 maç oynamış bir oyuncu için çok yüksek bir transfer ücreti öndendiğini düşünüyorum. 36 Milyon euro eder mi? Bilinmez. Fakat Newcastle da gösterdiği başarılı futboluyla daha iyi bir takıma gitmesi bekleniyordu. Liverpool takımının daha önce Newcastle takımına yaptığı 25 milyon eurol'uk teklifin artmasında da Torres transferinden gelen paranın Newcastle yönetiminin iştahını epeyce kabarttığını görüyoruz. Suarez ile birlikte iyi birer ikili olabilirler diye düşünüyorum. Ama, Torres bu takım için çok büyük bir artıydı. Torres'in yerine alınan bu iki oyuncu çok yüksek meblağlarla geldi. Bu konu bende Torres= Suarez+Carroll sonucunu düşündürüyor. Bakalım, Liverpool'un yeni transferler, gönderdikleri "The Kid" kadar etkili ve seyircinin gönlünde taht kurabilecekler mi? 
Bir başka transfer hikayesi de David Luiz. Portekiz şampiyonu Benfica'nın 25 yaşında ki defans oyuncusu ile Chelsea kulübü 25 milyon euro'ya anlaşmış durumda. Transfer'in son günlerinde yüksek paralarla alınan oyunculardan biri olan David Luiz'in Chelsea gibi büyük bir takımda nasıl performans göstereceği veya oynayabileceği sorular fazlasıyla insanların kafasında var. Benfica takımında ki bir kaç maçını izledğim Luiz'in kademe anlayışı ve birebir de iyi savunma yapması belirli özellikleri. Ama, sert ve hızlı futbolun ona ne denli zor geleceği de aşikar bir durum. 
Son olarak da bizden gitme ve uzun süredir yurt dışında oynayan Tuncay Şanlı için ufak bir şey karalıyalım. Middlesbrough transferi sonrası hata yaptığı ve gitmemesi gerektiği söylenmekteydi. O bunların aksine futbol yaşantısına yurt dışında ADA'da devam etmek istedi. Middlesbrough takımında başarılı ve sevilen bir oyuncu olan Tuncay. Daha sonrasında ise bana göre yaptığı hatalı tercihle Stoke City takımına transfer oldu. Bir türlü hocasıyla yıldızı barışmadı. Forma şansı da bulamayan Tuncay'ın Milli Takım maçlarında da gözle görülür bir düşüş yaşadığı görülmekteydi. Şimdi ise, başarılı olabileceğini düşündüğüm ve Türklerin neredeyse ikinci vatanı olan Almanya tercihi yerindeydi. Artık, Wolfsburg'un yeni transferleri Helmes, Lakic ve Jan Polak ile birlikte Wolfsburg'un başarısı için ter dökecek.


footballove.com bloğun transferler için yaptığı listeyi sizlere verirken, bloğa da teşekkürlerimi iletiyorum... 


Angelos Charisteas – AC Arles —> Schalke
Nicola Legrottaglie – Juventus —> Milan
Cristiano Zanetti – Fiorentina —> Brescia
Maximillian Haas – Bayern Münich —> Middlesbrough
Paul Koncesky - Liverpool —> Nottingham Forest (Kiralık)
Sulley Muntari – Inter —> Sunderland (Kiralık)
Luis Suarez – Ajax —> Liverpool
Obafemi Martins – Rubin Kazan —> Birmingham City
Felipe – Fiorentina —> Cesena (Kiralık)
Federico Laurito - Udinese —> Empoli (Kiralık)
Amauri – Juventus —> Parma (Kiralık)
Alessandro Matri - Cagliari —> Juventus (Kiralık)
Mascara – Catania —> Napoli
Yuto Nagamoto - Cesena —> Inter (Kiralık)
Santon – Inter —> Cesena (Kiralık)
Tuncay Şanlı – Stoke City —> Wolfsburg
Jan Polak – Anderlecht —> Wolfsburg
Patrick Helmes – Leverkusen —> Wolfsburg
David Luiz – Benfica —> Chelsea
Nemanja Matic – Chelsea —> Benfica
Liedson – Sporting Lisbon —> Corinthians
Conor Thomas – Coventry —> Liverpool (Kiralık)
Michael Bradley – Mönchengladbach —> Aston Villa (Kiralık)
Andy Carroll - Newcastle United —> Liverpool
Fernando Torres - Liverpool —> Chelsea
Stephan Ireland - Aston Villa —> Newcastle United (Kiralık)
James Beattie – Glasgow Rangers —> Blackpool (Kiralık)
Mauro Formica – Newell’s Old Boys —> Blackburn Rovers
Daniel Sturridge – Chelsea —> Bolton (Kiralık)
Giovani dos Santos – Tottenham —> Racing (Kiralık)
Eidur Gudjohnsen – Stoke City —> Fulham (Kiralık)
El-Hadji Diouf – Blackburn Rovers —> Glasgow Rangers (Kiralık)
Altidore - Villarreal —> Bursaspor (Kiralık)
Fernando Cavenaghi – Mallorca —> Internacional

Hafta İçi Futbol Keyfi


1 Şubat Salı

21:45 Arsenal-Everton / Spormax
21:45 Milan-Lazio / Lig TV ve TV8
22:00 Man. United-Aston Villa / PL TV
2 Şubat Çarşamba
18:00 İstanbul BŞB-Kasımpaşa / TRT Haber
20:00 Beşiktaş-Gaziantep BB / TRT 1
21:00 Almeria-Barcelona / NTV Spor
21:45 Palermo-Juventus / TV8
21:45 Birmingham-Man. City / Spormax
22:00 Liverpool-Stoke / PL TV
23:00 Real Madrid-Sevilla / NTV Spor
3 Şubat Perşembe
18:00 Gençlerbirliği-Bucaspor / TRT Haber
21:30 Gaziantepspor-Galatasaray / TRT 1
21:45 Bari-Inter / Spormax

Alex Chamberlain & Transfer


Uzun zamandır Alex Chamberlainle ilgili yazı yazmak istiyordum ama bir türlü zaman olmamıştı. Bilenler bilir Southampton takımına karşı son yıllarda büyük bir sempati oluşmuştu bende , bunun en büyük gerekçesi stadda taraftarın inanılmaz etkisiyle St Marryde süper bir atmosfer olması ve oynadıkları pozitif futbol. Bu sezon klübün genel durumuna baktığımız zaman sezon başında klübü borç içinden alıp iyi yerlere taşıyan efsane başkanları Markus Liebherr vefat etmişti. Sonrasında forvetinde Lampertin bir ara sakat olması ve şuanlardada Lallana gibi bir isimin sakat olması ve Chamberlain'in transfer görüşmeleriyle ilgileniyorlar. Southampton alt yapısından çıkan Chamberlain için Manchester United - Liverpool ve Arsenal gibi takımlar ilgileniyor. Wengerin yaptığı açıklamalarda bu oyuncuyu çok istediğini açıklamıştı. Chambarlein'in videosunu bu yazınının en altında paylaşayacağım ama çok azda ben bahsedeyim.. Bu sezon İn1 de 12 maçta forma giydi bu maçlarda 5 gol atarken 3 golünde asistini yaptı.. Özellikle oynadığı bir Dagenham maçı vardı 4-0 kazandıkları videoda sağ kanattan aşırtma bir vuruşla bir gol buluyor o gol o maçtan..


Bu kadar hızlı ve bilekleri çok kıvrak olan futbolcular kolay kolay yetişmiyor.. He bide son yıllarda Southampton alt yapısının G.Bale (Tottenham) - Walcott (Arsenal) - Chamberlain (Arsenal ? ) gibi futbolcular çıkarınca iyide pazarlayabiliyorlar. Hani şu efsane WestHam yapısını belki geçebilirler ilerde.. Futbolcunun fiyatıyla ilgili resmi bir bilgi gelmemiş ama son yıllarda çıkan oyuncular sayesinde 93 doğumlu bu çocuğun en az 10 milyon € ederi var diyorum..
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...